benim zamanında bisiklet tamircisi bi arkadaşım vardı, sık sık çay içmeye sohbete giderdik.
sene tabi 2007 2008 bu, hani süper marketlere bisikletler gelmeye başlamıştı, hala da vardır.
hani o zamanlar atıyorum fiyat olarak en uygun bisikletler satılıyordu bu marketlerde, aklımda bir sürü isim vardı da carrefour ve kipa geliyor sadece.
neyse bu bisikletçi abi, o marketlerden alınmış bisikletlerin kurulumu için anlaşma yapmıştı, işte bisikleti alan , kutu içinde getiriyor, bu adam topluyor, içinde de bir kupon var o kuponu alıyor, sonra kuponlar karşılığı parça başı parasını alıyordu.
müşterilerin biri geliyor biri gidiyor, bisiklet demir bisiklet, 26 jant ama hafif, ulan benim bisikletim aluminyum, nerdeyse benimkinden daha hafif.
1 hafta 10 gün geçti, bisikleti alanlar bi hışımla bizim ustaya atar yapmaya başladı. örnek, çocuk bisikletle sağa düşmüş, direksiyon kırılmış ,atıyorum sola düşmüş, arka çatal kırılmış, hiç olmayacak bişey yani, ne düşünce direksiyon kırılır, ne şase yamulur, ne arka çatal kırılr, öyle bir sürü değişik markadan bir sürü değişik model geldi.
yani özetle hiç gerek yok abicim, sen bu paraya sağlam bir markanın ikinci el bisikletini bul bir elden geçir bin gitsin.
şimdi görmeden etmeden hatta binmeden binilmiyor.
zaten bi sene bi markayla çıkartıyolar, ertesi sene marka değiştiriyolar, renk model değiştiriyolar.
bin çeşit modeli vardı benim gördüğüm, amortisörsüz, tek amortisörlü, çift hatta 3 amortisörlü, disk frenlisi, envayi çeşit.
bi çocuk vardı çok fena yaralanmıştı, direksiyon keskin şekilde kırılmış çocuğun karnını yarmıştı bayağı bi ameliyat dikiş mikiş atıldıydı.
0